Kalıcı Organik Kirleticiler vücudumuzda doğal olarak bulunan veya üretilen kimyasal taşıyıcıların kimliğine bürünerek, endokrin ve bağışıklık sistemlerini bozarak hormon bozarlar. Özellikle hormonları etkileyerek üreme sistemi üzerinde olumsuz etkilere yol açarlar. Ayrıca zihinsel gelişme yavaşlığı ve kanser yapıcı etkileri olduğu tespit edilmiştir.
Kalıcı organik kirletici olarak bilinen kimyasallar;
– Zehirlidirler.
– Çevrede kolayca yok olmazlar.
– Besin zincirinde birikirler
– Hava, su, toprakla kaynaklarından çok uzak mesafelere kolayca yayılabilir ve taşınabilirler.
Ülkemizin taraf olduğu “Kalıcı Organik Kirleticilere (KOK) İlişkin Stockholm Sözleşmesi” kapsamında yer alan yükümlülüklerin yerine getirilmesi ve ilgili kurum/kuruluşlarla gerekli koordinasyonun sağlanması Çevre ve Şehircilik Bakanlığı sorumluluğunda olup gerekli çalışmalar devam etmektedir.
Kalıcı Organik Kirleticilere ilişkin Stockholm Sözleşmesi, insan sağlığı ve çevreyi oldukça tehlikeli olan bu kimyasalların olumsuz etkilerinden korumayı, kısıtlama veya yasaklama gibi tedbirler alarak üretimlerini, kullanımlarını, ticaret ve salınımları ile elde kalan stokları ve atıklarını tamamen ortadan kaldırmayı hedefleyen uluslar arası bir anlaşmadır.
Bu çerçevede Küresel Çevre Fonu’ndan (GEF) sağlanan büyük ölçekli proje desteği ile Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve Birleşmiş Milletler Kalkınma ve Sanayi Organizasyonu (UNIDO) ile işbirliği içerisinde “KOK Stoklarının Ortadan Kaldırılması ve KOK Salımlarının Azaltılması” projesi yürütülmektedir. Bu Proje ile; mevcut KOK stoklarının ortadan kaldırılması, KOK’ ların gelecekte, uluslararası uygulamalara ve standartlara uygun olarak yönetilmesine ilişkin daha uzun vadeli bir kapasite sağlanması ve KOK faaliyetlerinin ulusal kimyasal yönetim esaslarına entegre edilmesi amaçlanmaktadır.
Laboratuvarımız kalıcı organik bileşikler olarak belirlenen bu bileşiklerihava, su, toprak, sediment, bitki, yağ gibi matrikslerde analiz etmektedir.